Kuveyttürk'ün çıkartmış olduğu "Sanatın ve Sanatkarın İzinde" isimli eserde gördüğüm ve çok hoşuma giden Ebruzen Ahmet ÇOKTAN beyefendiye ait olan deri üzerine Kat'ı sanatında gerçekleştirilmiş bu eseri kesmek istedim.
Aynı havayı yakalayabilmek için zemindeki orjinal derinin desenini beyaz sunni deriye baskı yaptırdım ve levhamızın zeminine gerdirdik. 2021 eylül 10
Motif kısmını kesmek için ise evde bulunan 4 mm kalınlığındaki ardıç ağacını tercih ettik ve üzerine keseceğimiz eskizi aktardık. Her levhaya başlarken yaşanan bir heves vardır ya işte bu heves kıl testeremizi geçirmek için delikleri delmeye başladığımızda "ne yaptım ben" e dönüştü. Neden derseniz 1500 civarında delik deleceğimizi, bir bu kadar tesetereyi söküp takacağımızı farkettik. Ama başladık artık dönüş yok. Testereyi geçir, sık, kes, sök, çıkar, yeni yere geçir, sık ........ tam bir imtihan oldu mu evet oldu. Bu arada kesip ağacın içi boşaldıkça parça elinde daha esnek ve kırılgan bir hal almaya başlıyor. Yaklaşık 1 ay süren bir çalışma sonunda kesme işimizi bitirdik. Fakat hazırladığımız zemin üzerinde kendisini çok göstermeyeceği kanaati hasıl oldu bizde ve farklı zemin düşünmeye başladım. Gerdikçe farklı tonlar oluşan bir sunni deri buldum ve onu da 12 mm kontrplağa gerdirdim. Kestiğimiz parçaları onun üzerine de yerleştirdim ve kendisini daha fazla göstereceği kanatine vardım.
4 mm huş kontraplaktan kestiğimiz yazı kısmınınn ve motif kısmını güzelce zımparalayıp vernikledikten sonra hazırladığımız zemine gerçekten çok hasssas davranarak monte ettik. Yarım mm dahi olsa bir kaygın olması bile görüntüyü bozmaya yetecek bir işti çünkü.
Monte işini bitirdikten sonra yazı kısmına imitasyon varak altın uygulamasını gerçekleştirdik.
Aynı zemin malzemesinden 30 derece açılı ince bir paspartu hazırlayıp çerçeveledik. Modern ve güzel bir levha oldu. 14 EKİM 2021